- Adı oyun bağımlılığı, iflas, depresyon ve ölümlerle anılan Metin 2 oyununu oynadığı bilinen 13 yaşındaki Hakan Ekinci, geçtiğimiz haftalarda bilgisayarı başında ölü bulundu. Ekinci’nin oyundaki karakterinin gücü sebebiyle öldürülmüş olabileceği iddia edildi.
- MMORPG (Massively Multiplayer Online Role Playing Game: Çok Oyunculu Çevirimiçi Rol Yapma Oyunu) bağımlılığının etkisiyle ailesi dağılan, yüklü miktarda kredi borcu ödeyen ve hatta 200 bin Lira dolandırılan insanlar olduğu oyuncularla yapılan görüşmelerde öğrenilenler arasında.
- MMORPG oyun sektöründe oyun karakteri ve oyun içi malzeme alışverişi küresel bazda 2 milyar dolarlık devasa bir sirkülasyon yaratıyor.
Bilgisayar oyunu bağımlılığı sebep olduğu kişisel ve toplumsal tehlikelerle yine gündemde. Her yaştan insanı etkileyebilen bu bağımlılık, küçük yaştaki çocukları tehlikelere karşı hepten savunmasız kılıyor. Türkiye’de en bilinen ve adı ölümlerle anılan oyunlardan biri de Metin 2 isimli Kore yapımı oyun. Erzurum’da yaşayan 13 yaşındaki Musa Kang’ın, 2009’da oyun içi alışverişte çıkan anlaşmazlıktan dolayı öldürülüşü ile gündeme gelen oyuna ilişkin tartışmalar, geçtiğimiz günlerde 13 yaşındaki Hakan Ekinci’nin, İstanbul’da bilgisayarı başında sargı beziyle boğulmuş olarak bulunması ile tekrar alevlendi. Adli tıp olayın intihar olduğunu belirtse de ailesi, 13 yaşında bir çocuğu intihara sürükleyen ve oyunla bağlantısı olduğu düşünülen sebebin ortaya çıkarılmasını istiyor.
MMORP tipi oyun nedir?
Oyun bağımlılığını Metin2 üzerinden inceleyecek olursak; Metin2, Çok Oyunculu Çevirimiçi Rol Yapma Oyunu yapısına sahip. 2005’te Kore’de tasarlanan ve 2006’da Gameforge 4D GmbH tarafından satın alındıktan sonra 17 dilde sunulmaya başlanan oyunun sadece Türkiye’de 44 adet sunucusu bulunuyor. Oyun şiddet içerdiği için normalde yaş sınırlaması var fakat kimlik doğrulaması istenmediği için herkes üye olup oyunu oynayabiliyor.
Oyuna kayıt olurken bir karakter yaratıyorsunuz ve bazıları şiddet içeren görevler tamamlayarak seviye atlıyor, karakterinizi zırh, silah gibi teçhizatlarla geliştiriyorsunuz. Oyundaki diğer karakterler de gerçek birer oyuncu. Oyunu oynamak ücretsiz ancak ödeme yapıp kredi satın alırsanız daha güçlü teçhizatlar edinebiliyorsunuz, bu da sizi daha kısa sürede daha güçlü kılıyor. Hatta bazı silah ve zırhlara sadece ödeme yaparak sahip olabiliyorsunuz, bu durum da sizi ücretsiz oyunculardan bir adım öne taşıyor.
Bir karakteri yüksek seviyelere taşımak, güçlü silahlar edinmek aylar alabiliyor, harcanan para da cabası. Dolayısıyla oyuna önde başlamak isteyen yeni oyuncular karakter satın alma yoluna gidiyorlar. Bu işi ticarete dökenler de var. Karakter geliştirip satan, savaşlarda ender elde edilen silahları gerçek parayla satan oyuncular da azımsanmayacak kadar fazla. Hatta karakter hırsızlığı (hesabın hacklenmesi) da çok bilinen bir durum.
Oyuna 200 bin Lira kaptıran var
Türkiye’deki Metin 2 bağımlılarıyla oyun hakkında konuşulduğunda çok şaşırtıcı hikayeler gün yüzüne çıktı. Burhan S. isimli bir oyuncu, oyunu eşine tercih ettiği için yuvasının yıkıldığını anlatıyor. 8 yıldır oyun oynadığını belirten Burhan S., “Benim oluşturduğum karakterler 70-80 bin lira. Bir ev veren de araba veren de olabiliyor. Böyle karakter oluşturup satanlar var. Geçen yıl Yozgat’ta görev yapan bir polis memuru bankadan 35 bin lira kredi çekerek karakter satın aldı. 2 ay sonra oyun içinde alım satım olduğu ortaya çıkınca oyunun Türkiye sorumlusu M.G., oyununu kapattı. Bu oyunda 200 bin TL’sini kaptıran da biliyorum” ifadeleriyle oyunun yarattığı ‘alternatif’ pazarda yaşananlara dikkat çekiyor.
Avrupa Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı’nın 2008 yılında yaptığı araştırmaya göre karakter geliştirme, sanal eşya satma endüstrisinde yıllık 2 milyar dolar dönüyor. Psikolojik bağımlılığının yanında devasa bir ekonominin de merkezinde olan çevirimiçi oyunlarla ilgili tartışmalar süreceğe benziyor.
(Not: Metin2 gibi Çok Oyunculu Çevirimiçi Rol Yapma Oyunu oynayan herkes ”bağımlı” kategorisinde değil. Bu tip haberlerin oyunların yarattığı kimi tehlikelere karşı bilgilendirici olmalarını umarken, fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini koruyarak oyunu oynamayı sürdüren oyuncuların ”bağımlılık” ya da ”zayıflık”la yaflanmalarını ya da dışlanmalarını istemeyiz.)