Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Anatoliy Petrukoviç, yakın gelecekte bilim insanlarının Dünya’ya tıpatıp benzeyen bir gezegen keşfedeceğini açıkladı. Petrukoviç, hayat belirtisi bulunan bir gezegen bulmak için yaşam kaynağı olabilecek yıldızların çokça kümelenmiş olduğu alanları araştırmayı sürdürdüklerini söyledi.
YAŞAM BELİRTİSİ ARANIYOR
Dünya atmosferinin insan yaşamına elverişli olmaya daha ne kadar devam edeceği konusundaki bilinmezlik, bilim insanlarının akıllarında pek çok soru işareti oluşturuyor. Bu nedenle de, Dünya’ya benzeyen gezegenler ve bu gezegenlerde yaşam belirtisi aramaya yöneliyorlar.
“ATILMAMIZ ADIMLARA ŞAHİT OLACAĞIZ”
Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Petrukoviç Sputnik’e verdiği röportajda, yakın gelecekte Dünya’ya tıpatıp benzeyen bir gezegen bulma konusunda şimdiye dek atılmamış adımlara şahit olacağımızı söyledi.
Petrukoviç, “Önümüzdeki 10-15 yıllık dönemde gezegenimizin ‘ikiz kardeşini’ bulacağız. Atmosferini meydana getiren yapı taşları ve iklim ile ısı değerleri konusunda tahmini veriler elde edeceğiz” dedi.
GENİŞ ÇAPLI KEŞİFLER HEDEFLENİYOR
Bu araştırmaların da ‘eğer gezegenimizin dışında bir yaşam mevcutsa, onlarla nasıl iletişime geçebiliriz?’ gibi sorulara da önayak olacağını belirten Petrukoviç, “Tabii bu daha sonra ele alabileceğimiz, tümüyle farklı bir konu başlığı” diye ekledi.
Petrukoviç, yıllar içerisinde geniş çaplı keşifler yapmanın bilimin esas amacı olduğunu düşünüyor. Güneş sistemi dışındaki uzay alanını tarayarak farklı yıldız ve gezegenlerde hayat belirtisi aramak da bu kapsama dâhil.
“ÖNCELİKLERİMİZ KÖKTEN DEĞİŞEBİLİR”
Rus uzman şöyle devam etti:
“Mevcut durumda, aramanın bize daha uygun göründüğü yerlerde karşımıza çıkan
güneş sistemi dışı gezegenler üstünde çalışmalar sürdürmekteyiz. Bu sonsuz
boşluktaki bir alanı diğerlerinden ayırıp seçiyoruz. Bunu yaparken söz konusu
alanda yaşam kaynağı olmaya uygun olan yıldızların sayısının çok olmasına özen
gösteriyoruz. Daha sonrasındaysa bu alana gözlerimizi dikip uzun zamanlar
boyunca gözlemliyoruz. Ancak aradığımız gezegenin, araştırmalarımızı
sürdürdüğümüz alanın tam tersi istikamette olması da olası. Dolayısıyla ne
istediğimizi tam manasıyla belirlememiz de önceliklerimizi kökten
değiştirebilir”