Kingston Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, gece uyurken yatağın üzerinde ev tozu akarlarının biriktiği tespit edildi. Bu toz akarlar elbette gözle görülmeyecek kadar küçük ve sabah uyanır uyanmaz yatağımızı topladığımızda, bir buçuk milyon kadarını bir araya getirmiş, astım, alerji gibi hastalıklara davetiye çıkarmış oluyoruz.
Ne yer ne içerler?
Toz akarlarının en sevdiği besin kaynağı, kaşındığımızda, hatta sabit durduğumuzda bile üzerimizden dökülen deri parçaları. Dolayısıyla bütün bir gece terleyerek nemlendirdiğimiz, deri döküntülerini bıraktığımız yatağı, toz akarları için bir yuva haline dönüştürmüş oluyoruz. Yapmamız gereken bu akarları yok etmek için onları güneş ışığına ve havaya maruz bırakıp, kurutarak öldürmek. Özellikle astım ya da alerjik rahatsızlıkları olanlar için tozun önemi yadsınamaz bir gerçek. Dolayısıyla bu toz akarlarının örgütlenmesini önlemek iki kat daha fazla önem arz ediyor.
Çözümü tam da işimize gelecek türden
Kingston Üniversitesi’nde evdeki toz akarlarının sayısını gözlemlemek için bir bilgisayar modeli geliştirildi ve gün boyu dağınık kalan yataktaki havanın dışarıya bırakılmasının akarların hayatta kalmasını engellendiği görüldü. Sonuç olarak uyanır uyanmaz yatağımızı toplamak yerine, bütün gün havalandırmalıyız. Acele ederek kapıdan çıktığınızda yaşayacağımız suçluluk hissini bizim için muhteşem bir gönül rahatlığına dönüştürecek fakat annelerin hiç de hoşuna gitmeyecek araştırmanın detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.
Kaynak: Simplemost