ankara rus escort
ankara escort
ankara escort
etlik escort
eve gelen escort
gaziosmanpaşa escort
keçiören escort
kızılay escort
kolej escort
maltepe escort
mamak escort
otele gelen escort
rus escort
sincan escort
türbanlı escort
tunalı escort
yenimahalle escort
ankara ucuz escort
bahçelievler escort
balgat escort
batıkent escort
beşevler escort
çankaya escort
cebeci escort
çukurambar escort
demetevler escort
dikmen escort
elvankent escort
emek escort
eryaman escort
etimesgut escort
José Antonio Hita Ruiz genç bir delikanlıyken, aile hayatı pek de mükemmel sayılmazdı. Babası bir alkolikti, annesi ise çok yoğun çalışırdı. Orta okuldayken, zorbalığa uğradı ve notları çok düştü. Böylece okulu bıraktı. Arkadaşları bir üniversitede okumak için memleketini birer birer terk ederken, Hita video oyunlarını bir kaçış olarak görmeye başladı. Annesinin evinde, çoğu zaman günde 16 saate yakın zamanını strateji ve simülatör oyunları oynayarak geçirdi.
Google Hangouts üzerinden yaptığımız konuşmada bu dönemini “Tamamen yalnız olduğum bir noktadaydım” ifadeleriyle özetliyor.
Hita şimdi 24 yaşında ve daha iyi bir hayatı var. İtalya’nın Napoli şehrinin yakınlarındaki yerel sivil toplum örgütleri için gönüllü çalışmalar yapıyor. Sohbetimiz sırasında, kaldığı öğrenci yurdunun tipik seslerini duyuyorum – çaydanlığın çınlaması, çene çalan neşeli öğrenciler…
Üç yıl önce Hita dibe vurmuştu. İntiharı bile düşünmüştü. Acısını uyuşturmak ve yalnızlık duygusunu bastırmak için video oyunlarına geri döndü. Duygusal bir çöküş geçirdi ve kendisini bir geceliğine evlerinin yakınındaki psikiyatri merkezine teslim etti. Korkunç bir seçimi geride bıraktı – ya hayatına son verecekti ya da oynamayı bırakacaktı. Hita ikincisini seçti. Oyun kolunu bir kenara bırakma zamanının geldiğine karar verdi.
Yıllar sonra hala bağımlılığı konusunda kafası karışıktı. Geçmişte profesyonel yardım aldığı zamanlar video oyunları hiç gündeme gelmemişti, yine de o, oyunların sorunlarında oynadığı rolün farkındaydı. Bunu yaşayan yalnızca kendisi olamazdı, değil mi? Bu yüzden Hita, hikayesini paylaşabileceği “Game Quitters” adlı çevrimiçi bir foruma kaydoldu. Şu işe bakın ki orada, onun durumunda binlerce insan vardı.
“Diğer insanlarla bile oynamıyordum; sadece ben ve tekrar tekrar oynadığım birkaç oyun vardı” diyor Hita.
‘Uyuşturucu gibi’ benzetmesini kullanırsam bazı insanlar yanlış anlayabilir. Fakat benim deneyimlerime göre uyuşturucu gibiydi.
Ayrıntılar değişiklik gösterebilir ama Hita’nın hikayesi, binlerce video oyunu bağımlısıyla ortak bir noktada buluşuyor: Video oyunlarıyla kurulan sağlıksız ilişki.
Bir Sosyal Etkinlik ve Kariyer Yolu
Oyun konsollarının uygun fiyatlı olmasından bu yana geçen 30 yıl içinde, video oyunları basit bir boş vakit eğlencesi ya da hobiden fazlası haline geldi. Dünya çapında yaklaşık 2 milyar insan video oyunları oynuyor. Geniş ölçüde, daha fazla insan kolayca video oyunlarına erişebildiğinden dolayı bu sayı beklenenden hızlı yükseliyor. Bu çocukların çoğu bağımlılık riski altındadır. (ABD) Ulusal İşgücü İstatistikleri Bürosu, 2003 ile 2016 yılları arasında, gün içinde video oyunları için harcadığımız zamanın yüzde 50 civarı arttığını -10 ila 15 dakika arası- tespit etti. Kulağa pek fazla gelmeyebilir, fakat bunun ulusal ortalama olduğunu göz önünde bulundurursanız, büyük bir sıçrama olduğunu görürsünüz.
Aslında çoğu insan, oyun oynamanın birçok insanın hayatındaki devasa rolünü fark etmeyebilir. İnsanların iletişim kurmasında, sosyalleşmesinde ve hatta bazı durumlarda geçimini sağlamasında giderek daha popüler bir hale gelmiştir. Oyun oynamak artık evinizin bahçesinde yalnız başınıza oynadığınız zamanlarla aynı anlamı taşımıyor – arkadaşlarınızla iletişim halinde kalmanın bir yolu ya da bazıları için gün içindeki tek anlamlı sosyal etkileşim olan oyun, gerçek bir sosyal etkinliğe dönüştü. Hatta bir kariyer yolu haline geldi. Profesyonel oyuncular, 11 milyon dolara ulaşan ödül havuzlarıyla uluslararası turnuvalarda yarışıyorlar.
Oyunlar artık çok yaygın, erişilebilir ve insanların daha uzun süre oynamasını sağlayacak şekilde tasarlanmış olduğundan, insan hayatını -bazen sağlıksız şekilde- ele geçirebilirler. Hobiler bağımlılığa dönüşebilen saplantılar haline gelebilir bu da video oyunlarının bir insanın üzerinde, ara vermenin imkânsız olduğunu düşündüren güçlü bir etkisi olduğu anlamına gelir.
”Sensiz Olamam”
Cameron Adair’in hikayesi de Hita’nınkine benziyor. Söylediğine göre, beş yaşından beri video oyunlarına bağımlıydı. Bu, 15 yaşındayken liseyi bırakmasında büyük bir etkendi – ve en iyi arkadaşının kendi isteği dışında, bir rehabilitasyon merkezine yatırılmasını görmenin şoku. “Bu beni hayli sarstı. Kendi adıma, yardım isteyen insanlara yardım etmeyi her zaman çok severim.” diyor.
Ancak, bu noktada hikayeleri birbirinden ayrılıyor. Bağımlılığını tartışabileceği neredeyse hiçbir çevrimiçi platform olmadığı için Adair, video oyunu bağımlılığı için kendini dünyanın en büyük destek topluluğu olarak ilan eden Game Quitters’ı kurdu. Game Quitters ya da Türkçesi ile ”Oyunu Bırakanlar / Oyundan Çıkanlar”, benzer düşüncelere sahip kişilerin hikayelerini paylaşabilecekleri ve bağımlı olan tek kişi olmadıkları için teselli bulabilecekleri bir çevrimiçi akran destek topluluğudur. 92 ülkeden yaklaşık 2.000 kayıtlı kullanıcıya sahip forum, Jose’nin ve Adair’inki gibi deneyimlere sahip hesaplarla, bağımlılığınızı nasıl kontrol altına alacağınızla ilgili ipuçlarıyla ve üyelerin günlük girdileriyle dolu. Üye profili, hayatları video oyunları nedeniyle olumsuz şekillerde etkilenen ortalama 24 yaşındaki erkekler (Adair’in dediğine göre, Game Quitter kullanıcılarının yüzde 94’ü erkek). Çoğu oyun oynamayı bırakamadığı için okulda kötü notlar almış, zor ayrılıklar yaşamış ve yeme bozukluğu geliştirmiş.
Her tür bağımlılıkta olduğu gibi, oyun konusunda da bir sorunun olduğunu kabul etmek kolay değildir. Özellikle de uzmanlar sorunu tanımlayamadığında bu daha da zorlaşır. Bu yılın başlarında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “oyun oynama bozukluğu” adı altında durumu tanıyacağını duyurarak tartışmayı çözme konusunda cesur bir adım attı. Buna göre oyun oynama bozukluğu, diğer ilgi alanlarının ve günlük aktivitelerin önüne geçen, oyun tarafından şekillendirilen ve kontrol edilmesi imkansız olan bir ‘kalıp davranış’ olarak nitelendirildi.
Bu, video oyunu bağımlılığının ilk kez resmi bir hastalık olarak kabul edilişiydi. Ancak, hala oyun oynama bozukluğunun bir tanı kılavuzunda yeri olmadığını düşünen pek çok Amerikalı psikolog var. ABD’de teşhis edilebilir bozukluklar için kriterleri belirleyen Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), “İnternette Oyun Oynama Bozukluğu”nu, 2013 yılında, “ileri tetkik koşullu” olarak sınıflandırdı – APA, oyun oynamayı, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabına (DSM) dahil ederek resmi bir hastalık olarak kabul etmeden önce daha fazla kanıt görmek istemektedir. Şüpheci psikologlar, oyun oynama bozukluğunu ayrı bir durum olarak tanımlamak için henüz yeterli kanıt olmadığını düşündüklerinden, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu tanımı aceleyle koyduğu görüşünde. Diğerleri ise oyun oynama bozukluğunun temelde farklı bir hastalık olmadığını düşünüyor. Florida’daki Stetson Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Chris Ferguson, “Kuşkusuz ki bazı insanlar yemeği, seksi, çalışmayı, dansı abarttığı gibi oyunda da aşırıya kaçıyor, ama apayrı bir oyun oynama bozukluğu tanısı koymanın mantıklı bir tarafı yok.” diyor.
Video oyunlarıyla şiddet arasında bağlantı kuran politikacılar ise işleri yalnızca daha da kötüleştiriyor. Şubat ayında, Florida’daki Parkland, Marjory Stoneman Douglas Lisesi’ndeki silahlı okul saldırısından sonra, ABD Başkanı Donald Trump, video oyunu yazılımcıları ve kongre üyeleriyle bir araya geldi. Aksi yönde kuvvetli kanıtlar olmasına rağmen, Florida’nın Adalet Bakanı Pam Bondi’ye “Giderek daha fazla insanın, video oyunlarındaki şiddet seviyesinin gençlerin düşüncelerini şekillendirdiğini söylediğini duyuyorum” dedi.
Bir Çıkış Yolu
Video oyunu bağımlılığının nasıl tanımlanacağına dair tartışmalar süredursun, klinisyenler bazı tedavi yolları geliştiriyor. Bu tedavilerden bazıları genel olarak bağımlılıkla baş etmenin yollarını içerirken diğerleri ise özellikle video oyunu bağımlılığını hedef alıyor.
Genelde, ortada bağımlılık konusunda sorun yaşayan bir hasta varsa, bilişsel davranışçı terapi (CBT) devreye girer. Florida’nın Tampa şehrinde ADHD (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) ve kaygı tedavisi alanında uzmanlaşan terapist ve yazar Stephanie Sarkis, “Bilişsel davranışçı terapi, bağımlılık için en etkili tedavilerden biridir” diyor.
Bilişsel davranışçı terapi, belirli bir bozukluğa odaklanmak yerine, hastanın tüm zihinsel durumunu inceleyen bir psikoterapi modelidir. Klinisyen, hastayı psikolojik değerlendirmeye alır ve hastanın olumsuz düşünmeyle başa çıkması için yeni beceriler kazanmasına yardımcı olur. Sarkis, istediğiniz yaşam kalitesine sahip olmanız gerçekten zorlaştığında, bu tür bir tedavi için değerlendirme yapılmasını tavsiye ediyor. Başka bir deyişle, bağımlılığınız sizi olumsuz yönde etkilemeye başladığında.
Game Quitters, size benzer bir yardım sunabilir mi? Sarkis bu konuda iyimser. ”Burada evrensellik var – bu sorunu yaşayan tek kişi siz değilsiniz. Bu düşüncenin iyileştirici ve rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum.”
Ancak dayanışma duygusu, gerçek bir klinisyenin yardımının yerine geçemez. Ayrıca durumunun bilincindeki oyun bağımlıları için bu tür bir profesyonel tedavi almak, hiçbir şeyin garantisi değil. Gerçek şu ki, pek çok terapist, video oyunu bağımlılığı hakkında konuşmak için eğitilmiş ya da donanımlı değil. “Her zaman insanların profesyonel destek almasını savunurum. Ama bana kalırsa bu biraz zor bir durum, çünkü mevcut profesyonel hizmetlerin bunun için (niteliksel ve niceliksel anlamda) yeterli olmadığını biliyorum.” diyor Adair.
Oyun bağımlılığını tedavi etmek için de yeni bir trend var: Hastalara bir süreliğine “detoks yaptırarak” yol gösteren özel klinikler. Video oyun bağımlılığı tedavisinde en büyük isimlerden biri haline gelen reSTART, Washington eyaletinde dört yerleşkeye sahip. İnsanların sosyal medya ile olan sağlıksız ilişkilerini anlamayı öğrenebilecekleri ve uzun vadede bu sorunlarının üstesinden gelmenin yollarını bulabilecekleri bir yer olan reSTART, 14 ila 30 yaş aralığındaki “sorunlu teknoloji kullanımı” olan insanlar için sekiz haftadan 24 aya kadar süren yoğun programlar sunuyor. Programlar, teknoloji erişimini azaltmaya – örneğin, bir broşür “teknoloji kısıtlamalı ev ortamından” bahsediyor – ve çevrelerinde aile ve arkadaş destek grupları kurarak sorumluluk bilinci kazandırmaya odaklanıyor.
Pratikte, reSTART’ın programları genellikle, birkaç ay boyunca TV, bilgisayar veya akıllı telefon olmadan evlerde birlikte yaşayan video oyunu bağımlılarını içerir. Çoğunlukla hayatlarını bağımsız bir şekilde nasıl yaşayacaklarını öğreniyorlar – bu, çoğu video oyunu bağımlısının daha önce öğrenmek zorunda kalmadığı bir ders. Kevin adındaki hasta, VICE News’e verdiği röportajda “Kendi faturalarımı ödemek, yapacaklarımı zamanında yapmak, kendi yemeğimi pişirmek… Bu gibi şeyler… Bunlar hiçbir zaman tam olarak başaramadığım şeyler.” ifadelerini kullanıyor.
Ancak bu özel klinikler, bütün video oyunu bağımlıları için bir seçenek değil. Tedavi programları son derece pahalı olma eğiliminde- örneğin bir reSTART kliniğinde 45 günlük rehabilitasyon programı 26.000 dolara mal oluyor.
Oyun Bağımlılığının Geleceği
Artan kanıtlar veya destek topluluklarındaki ani büyüme, profesyonel psikoloji topluluğunu durumun ciddiyetine inandırmak için yeterli olmayabilir. Bu biraz zaman alabilir. 1902’de İngiliz bir çocuk doktoru tarafından bahsedilmiş olmasına rağmen, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nu (ADHD) resmi olarak tanımak, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın 1952’de yayımlanan ilk sayısının ardından, Amerikan Psikoloji Birliği’nin 16 yılını aldı.
Ancak, oyun bağımlılığını tanımak için ne kadar gecikirsek, etkili ve erişilebilir bir tedavi bulmaktan o kadar uzaklaşacağız.
Şimdilik, Game Quitters gibi çevrimiçi akran destek gruplarının ve ek olarak konuyla ilgili bir araya gelen uzman terapistlerin, takıntısı bağımlılığa dönüşmüş kişileri desteklemek için ellerinden gelenin en iyisini yapması gerekecek.
Ancak hala üstesinden gelinmesi gereken çok fazla engel var. Bir engeli aşmaya ise tam şimdi başlayabiliriz: Damgalamaktan vazgeçin. Adair’in “Bağımlılık konusunda yapılan konuşmaların niteliğini artırmak, oyun oynama damgasını silmeye yardımcı olabilir.” önerisi, bunun için yol gösterici olabilir.
Bir bağımlılıktan bahsetmenin yarattığı korku veya utanç, video oyunlarından olumsuz yönde etkilenen binlerce kişiyi yardım almaktan alıkoyabilir.
Fakat onları dinleyebilmek için bizler- ve profesyonel ruh sağlığı topluluğu-, onlara ve bulundukları duruma ciddiyetle yaklaşmalıyız.
“Eğer değişmek istiyorsanız, sizinle aynı süreçten geçen koca bir grup insanın olduğunu bilmelisiniz. Bu, seçeneklerinizi bilmekle alakalı. Sonuçta, sizin zamanınız ve sizin hayatınız.” diyerek bitiriyor Jose.
Kaynak: Futurism