- Diyetisyen Andy Bellatti, vitaminlerin takviye olarak alınması yerine tüketilen besinlerle ‘doğal yönden’ alınmasını öneriyor.
- Uzmanlar yüksek dozda alınan vitaminlerin baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, koma ve ölüme kadar uzanan yan etkileri olabildiğine dikkat çekiyor.
- Vitamin yetersizliği söz konusuysa, vücudun belirgin reaksiyonlar göstereceği konusuna değinen Bellatti, bu durumda doğrudan vitamin ilaçlarına değil bir uzman görüşüne başvurulması gerektiğini vurguluyor.
Vitamin takviyeleri her durumda faydalı değil
Daha sağlıklı bir yaşam için dışarıdan aldığımız takviyelerin başta gelenlerinden biri de vitaminler. Hücrelerin metabolizmasını aktive edici, hızlandırıcı, yönlendirici özelliği bulunan vitaminleri, doğal yollarla almak yerine, vitamin haplarını kullanmayı tercih etsek de uzmanlar, vitamin takviyelerinin işe yaramadığı gibi zararlı olabileceği görüşünde. 1954’teki çalışmasıyla Nobel Kimya Ödülü kazanan Linus Pauling, vitamin takviyeleri ile ilgili yazdığı yazılarla ünlenmiş ve devamında vitamin haplarının satışlarında artış görülmüştü. Pauling, C vitamininin antioksidan içeriğe sahip olduğu için, ‘serbest radikaller’ olarak adlandırılan tepkici molekülleri etkisiz hale getirmede yardımcı olacağını iddia etmişti. Ancak fareler üzerinde yapılan deneylerde, dışarıdan antioksidan takviyesi yapılarak ya da doğrudan damardan antioksidan şırınga edilerek, yaşlanmanın ve hastalıkların önüne geçilmeye çalışıldıysa da bir sonuç alınamadı. İnsanlarla yapılan klinik deneyler de aynı şekilde olumsuz sonuçlar verdi. Hatta 1994’te 50’li yaşlarında 30 bine yakın Finli ile yapılan deneyde, gruptakilerin yarısına antioksidan özelliğiyle bilinen beta-keroten verilmiş ve bu grupta akciğer kanserinde yüzde 16 artış gözlemlenmişti.
Bilmemiz gerekenler
Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne (NIH) göre vitaminler, vücudunuzun normal hücre fonksiyonları, büyümesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyduğu bir grup maddedir. A, C, D, E, K, B1, B2, B3, pantotenik asit, biotin, B6, B12 ve folik asit olmak üzere toplamda 13 adet vitamin var. Bellatti, vücudun vitaminlere ihtiyacı olduğunu, ancak vücudun ihtiyacı olan vitaminleri kendi başına üretemediğini belirtiyor (bir istisna olan D vitaminini cildin güneşe maruz kalmasıyla vücut kendi üretiyor) ve bu nedenle onları yiyeceklerle veya dışarıdan takviye olarak almamız gerektiği görüşünde. Vücudunuzda kemik gelişimi, gıdanın enerjiye dönüştürülmesi gibi işlevlere sahip olan vitaminlerle ilgili yanlış bilinenleri, diyetisyen Andy Bellatti şöyle aktarıyor;
Vitaminleri yiyeceklerden alın
Gıdalardaki vitaminler, elyaf ve bitki besleyicileri gibi yararlı maddeler ile hazırlanmış halde geliyor. Bu yararlı maddeler, bitkilere renk ve lezzetlerini veren doğal bileşikler olduğu için, sağlıklı yaşama katkıda bulundukları gibi bazı hastalıkları da önleyebilirler.
Bellatti, yiyeceklerde ‘doğal olarak’ bulunan vitaminlerin, vitamin haplarıyla aynı görevi gördüğünü, vitaminin çoğu kez diğer besin maddeleriyle sinerjik biçimde çalıştığını ve bu sinerjinin bir takviye alarak sağlanamayacağını belirtiyor. Hatta uzmanlar, alınan yüksek dozda vitaminin vücudumuza zarar verebileceği görüşünde.
Vitaminin gerekli olduğu bazı durumlar
Harvard Halk Sağlığı Okulu’nun yaptığı araştırmaya göre, cildiniz en az D vitaminini kış aylarında üretir. Bellatti, kuzey enlemlerinde yaşayan insanların kış aylarında her gün 1,000 ila 2,000 IU D vitamini kullanmalarını ve B12’nin yalnızca et, yumurta ve süt gibi hayvansal gıdalarda bulunması nedeniyle vegan ve vejeteryanlara vücudun ihtiyaç duyduğu kadar B12 vitamini almalarını öneriyor. Ayrıca, Ulusal Sağlık Enstitüleri, hamile olan veya hamile kalmaya çalışan kadınların, doğumda oluşabilecek riskleri azaltabileceği için her gün 400 mikrogram (mcg) folik asit alması gerektiğini söylüyor.
Muhtemelen multivitaminlere ihtiyacınız yok
Amerika’da yüzde 40 gibi yüksek bir oranda multivitamin kullanımı olsa da, bilim insanları multivitaminin daha sağlıklı bir hayatın anahtarı olduğuna dair henüz herhangi bir kanıt bulmuş değil. İç hastalıklarına dair 2013 yılında yapılan araştırmalarda, bir çok takviyenin kronik hastalıkları ya da ölümü engellemekte bir rol oynamadığına ve bu yaygın kullanımın önlenmesi gerektiğine ilişkin bilgiler yer alıyor.
Bellatti, multivitaminlerin beslenmenin sağlıklı olması konusunda belirleyici olmadığını hatta fazla şeker, tuz ve yağ barındırmaları nedeniyle olumsuz etkiler bırakabileceğini belirtiyor. Bu noktada vitamin açısından zengin besinlerle beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getirmek çok daha sağlıklı bir yöntem.
Yüksek dozda vitamin vücuda zarar veriyor
2008 yılında 40 yaşındaki Jacqueline Henson, kilo verme amacıyla bir diyet programına girdiği sırada günde 4 litre su içtiği için, birkaç saat içinde ölmüştü. İngiliz Diyetetik Birliği’nden Dr. Frankie Phillips, bunun üzerine çok hızlı ve aşırı miktarda su içmenin vücudun dengesini bozduğu açıklamasını yaptı. (İngiliz Sağlık Kurumu’na göre yetişkin kadınlara önerilen miktar günde 1.6, erkeklere ise 2 litre). Vücudun temel ihtiyacı olan suyun dahi aşırı dozda alınması zarar verebiliyorken elbette vitaminlerin de fazla alınması, vücutta olumsuz etkiler bırakıyor.
Andy Bellatti, suda çözünür ve yağda çözünür olmak üzere iki farklı vitamin grubu olduğunu ve ayrımlarının doğru yapılması gerektiğini söylüyor. Bellatti, B ve C vitaminleri suda çözündüğünden, alındıktan sonra vücudun ihtiyaç duymadığı fazlalıklarının idrar yoluyla dışarıya atılabildiğine, ancak yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K vitaminleri) karaciğerde ve vücuttaki yağlı dokuların içinde uzun süre saklanabildiğine dikkat çekiyor. Özellikle yağda çözünen vitaminlerin aşırı dozda alınmasının oldukça zararlı etkileri var. Kısacası vitaminin, doğal bir madde olması nedeniyle zarar vermeyeceği kanısı aslında en yaygın doğru bilinen yanlışlardan biri.
Örneğin A vitamininin yüksek dozda alınması baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, koma ve ölüme; aşırı miktarda D vitamini bulantı, kusma, kabızlık, güçsüzlük ve kilo kaybına neden olabilir. Bu ‘fazladan’ vitaminlerin A ve E vitaminleri ile desteklenmesinin de ölüm riskini artırabileceğine dair kanıtlar var. Eğer bir vitamin takviyesi alıyorsanız, dozun yeterince düşük olduğundan ve günlük üst sınırın üzerine çıkmadığınızdan emin olun.
C vitamini soğuk algınlığına etki etmiyor
2007’de yapılan bir incelemede, C vitamininin soğuk algınlığı üzerinde bıraktığı etkileri inceleyen 29 farklı araştırmanın sonuçları bir araya getirildi. İncelemenin sonuçlarına göre, hasta olunmayan günler de dahil olmak üzere her gün sadece 200 mg C vitamini almanın soğuk algınlığını sadece bir gün kadar kısaltabildiği verisi ortaya kondu. Bellatti, C vitamininin soğuk algınlığına bir etkisi olmadığını, bu durumda yapılması gerekenin sadece dinlenmek olduğunu belirtti. Öyle ki Bellatti, özellikle hali hazırda soğuk algınlığı yaşayan birinin, o sırada C vitamini almasının placebo (boş ilaç) kullanmakla aynı etkiyi yarattığını da ekliyor.
Bilinenin aksine, vitaminler daha fazla enerji vermiyor
On yıldır duyduğum tek yanlış, vitaminlerin size enerji verdiğidir.
Tahıllar, yağsız etler, karaciğer, yürek, yer fıstığı, tavuk, ceviz, yumurta ve kepek ekmeği, B vitamini bulunduran besinlerin sadece bazılarıdır. Süt ve süt ürünleri, balık, yumurta sarısı, kuru baklagil, ıspanak ve bezelye en fazla B vitamini taşıyan besinler arasında. Bellatti B vitaminlerinin, vücudun gıdayı enerji haline dönüştürmek için kullandığı karmaşık ve kimyasal bir işlemin bir parçası olduğunu ve vitaminlerin tek başına enerji vermeye yardımcı olmadığını belirtiyor.
Vitaminlerin size enerji verebilmesinin hiçbir yolu yok, yalnızca kaloriler bunu yapabilir.
Vitamin eksikliği halinde vücut zaten reaksiyon gösterir
İnsan vücudu elbette vitaminlere ihtiyaç duyuyor. Örneğin, A vitamini eksikliği gece körlüğü, kemik gelişiminde zayıflık, deri problemleri, bulaşıcı hastalıklara karşı dayanıksızlığa yol açıyor. B vitaminlerinden birinin bile eksik olması kansızlıktan sinir sistemi bozukluklarına kadar birçok problemi beraberinde getiriyor. C vitamini eksikliği, ürpermelere neden olurken, B12 eksikliği yorgunluğa, el ve ayaklarda karıncalanmalara, hatta konfüzyona ve hafıza kaybına neden olabiliyor. Belatti, eğer vücutta ‘vitamin yetersizliği’ söz konusuysa vücudun bu konuda bazı reaksiyonlar göstereceği konusuna dikkat çekiyor ve bu gibi endişeler yaşandığında vitamin haplarına başvurmak yerine, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi ve beklenmedik bir semptom oluştuğunda bir uzman görüşüne başvurulması gerektiğine işaret ediyor.