https://giphy.com/gifs/black-dark-fake-uN2G1TelI2NBS
Kişisel yetersizlikleri gizlemek, başkalarının duygularını incitmemek, bahane sunmak ya da sahte bir imaj yaratmak… Küçük yaşlarda sırf yetişkinlerden azar işitmemek için söylemeye başladığımız naif yalanlardan sonra, yaşımız ilerledikçe sofistike birer yalancıya dönüşümüzün ardında birçok neden yatıyor.
En basit yöntem
Harvard Üniversitesi Etik Uzmanı Sissela Bok, yalan tercihini “Diğer güç kazanma yollarıyla kıyaslandığında yalan söylemek çok kolay” şeklinde gerekçelendiriyor. “Bir kişinin parasını veya zenginliğini elinden almak amacıyla yalan söylemek, o kişinin kafasına vurmaktan ya da banka soymaktan çok daha kolay.” Kısacası bazen yalancılığı sırf “en basit yöntem“ olarak gördüğümüz için bile seçebiliyoruz.
Kandırdığımız kadar kanıyoruz
Söylediğimiz yalanlar kadar “söylenen yalanlara inanma” eğilimini de fazlasıyla gösteriyoruz. Başkalarını kandırma potansiyelimiz, kandırılmaya karşı savunmasızlığımızla hemen hemen aynı oranda. Örneğin umutlarımızı yeşerten konulara inanmaya (terfi alabileceğimiz, bizden alınan bir borcun geri ödenecek olması, verdiğimiz bir siparişin elimize ulaşması için bir önceliğimizin olduğunun söylenmesi vb.) daha çok eğilim gösterirken, duygusal konularda yapılan açıklamalara daha şüpheci bir yaklaşımda bulunabiliyoruz. Peki iletişim esnasında gerçeği yalandan ayırma yetimizi nasıl geliştirebiliriz? Yani bir yalancıyı nasıl tanıyabiliriz?
Beynimiz hala yeterince ”gelişmiş” değil
Harvard Üniversitesi Profesörü Amy Cuddy, yalan söylerken psikolojik olarak “suçluluk duygusu” yaşadığımız için, hata yapmanın kaçınılmaz olduğu görüşünde. Bir konu hakkında yalan söylerken bu yanında başka yalanları da getiriyor ve hem bunca yalanla, hem de suçluluk duygusuyla başa çıkarken mutlaka fiziksel bir reaksiyon vereceğimizi ve bunların tamamını idare edecek bir beyin gücümüzün olmadığını ifade ediyor. Ancak, karşınızdaki insanın sık sık hareket etmesi ve sizinle göz kontağı kurmaması, size yalan söylediği anlamına gelmez. (Başka bir derdi olabilir.)
https://giphy.com/gifs/whatever-adele-shit-happens-120w5i73gPdm2A
Dil yalan söyleyebilir, diğerleri asla
Cuddy, bir kişinin yalan söylediğini anlamak için, tek bir noktaya bakmanın yetersiz olduğu, yüz ifadeleri, duruş ve konuşma da dahil olmak üzere birden fazla iletişim kanalındaki tutarsızlıkların, yalan söyleyen kişiyi ele vereceği görüşünde. Söylediğimiz yalanları idare edebilecek gücü kendimizde bulamamamız da yaptığımız hataların en büyük sebebi. Amy Cuddy, bu hataları yakalamanın en iyi yolunun, insanların söyledikleri ve hareketleri arasındaki farkları bulmak olduğunu ve telaşlı bir yüz ifadesine eşlik eden mutlu bir ses tonunun bize karşımızdakinin yalan söylediğini göstereceğini ileri sürüyor.
https://giphy.com/gifs/vintage-gif-retro-blog-wwwfaroestemanolocombr-mW0gyN2dldaU
Cuddy, Harvard Üniversitesi Psikoloğu Nancy Etcoff tarafından yapılan araştırmaya atıfta bulunarak, dil işlemleme bozukluğu olan insanların, olmayanlara göre, karşısındakinin yalan söylediğini daha iyi anlama eğilimi gösterdiğine dikkat çekiyor. Etcoff’a göre kullanılan kelimelerin üzerinde durmayan yani dilin kullanımına ”takılmayan” kişiler, karşısındaki kişinin beden diline daha çok dikkat ettiğinden, yalan söyleyen kişileri daha kolay tespit edebilme yetisi sergiliyor.
Uzun lafın kısası kelimeler pek tatlı ve cazip olabilir; siz onlara eşlik eden fiziksel işaretlere dikkat kesiliniz. Yine de yalan söyleme becerisinin evrimin bir ürünü olduğu iddialarını göz önünde bulundurduğumuzda yalanla başa çıkmak pek mümkün gibi görünmüyor.
Kaynak: Motto