Refah döneminin ters etkisi
İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonraki “nüfus patlaması” yıllarında doğan 1 milyar bebeğe “Baby Boomers” adı verildi. Bu nesil aynı yerde uzun süre çalışmış, sadık, kanaatkar, önce çocuklarına sonra yaşlanan anne babalarına bakmış, teknolojiyle pek de iç içe olmamış bir nesildi. Sonrasında gelen -şu anda yaşları 36-50 aralığında olan- X kuşağı, bir önceki nesille, yani anne babalarıyla karşılaştırıldığında, ekonomik eşitlik, refah, sağlık hizmetleri gibi konularda çok daha avantajlı olsalar da, Nüfus Referans Bürosu tarafından yapılan araştırmada, bu sosyo-ekonomik ilerlemenin üzerlerinde ters etki yarattığı, intihar, genç anne ölümleri, gelişen teknoloji çağında erkeklere oranla mesleki olarak yer edinememe gibi durumlarla eskiye oranla daha sık karşılaşıldığı üzerinde duruldu.
Araştırma raporuna göre, bilimde ve tıpta ilerlemeye rağmen, anne ölüm oranı Baby Boomers dönemine oranla 2 kat artış gösterirken, (özellikle beyaz ve Amerikan yerlisi) kadınların intihar oranı son on yılda %43 yükseldi. 1999 yılından bu yana kadınlarda aşırı dozda uyuşturucu kullanımı da maalesef geçmiş yıllara bakıldığında 4 kat daha fazla. Ayrıca yüksek ücretli meslek gruplarında (bilim, teknoloji, mühendislik) kadın-erkek oranları, X kuşağında her 4 çalışandan 1’inin kadınlar olduğunu gösterirken bu oran, milenyum kuşağında 5’te 1’e düştü. Sadece yüksek ücretli meslek gruplarında değil, neredeyse her meslekte ve eğitim düzeyinde kadınlar daha az kazanıyor.
Artış sebeplerinin bir kısmı ekonomik ve siyasal
Genç kadınlar arasında yoksulluk oranı son 15 yılda %22’lik bir artış gösterdi. Bu artış beraberinde, sağlık hizmetlerine erişimin zorlaşması gibi bir sonuç doğurdu. Aynı zamanda, Nüfus Referans Bürosu’nun araştırmasında, anne ölümlerinde yaşanan şok edici artışın, kürtaja erişimin kısıtlanması ve kadın sağlık bakım kliniklerinin kapatılmasına yönelik kanunların da rol oynadığını belirtiyor. ABD “Planned Parenthood” (Aile Planlaması Programı) kapsamında bir çok yoksul Amerikalı anne ve bebeğe ya da kürtaj yaptırmak isteyen kadınlara destek veriyordu. Devletin fonları düşürmesi ve kürtaj kısıtlamasıyla maternal (gebelik süresince veya doğum sonrasındaki ilk 42 gün içerisinde gerçekleşen) ölümler 2010-2012 yılları arasında 2 katına çıktı. Raporda, 1970’li yıllarda kürtaj politikaları liberalleştirildiğinde, anne ölümlerinin önemli ölçüde düştüğü ve son yıllardaki bu artışın devlet politikalarının, kadınların sağlık hizmetlerine erişiminin kısıtlanmasıyla oluştuğu belirtildi.
Rapor iyileşmeyi hedefliyor
Nüfus Referans Bürosu’nun rapor yazarı Beth Jarosz, “Çok fazla kadın, daha sağlıklı yaşamak ve potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu kaynaklardan ve destek ortamından mahrum kalıyor” açıklamasını yaptı. Rapor, ABD’ de yaşayan kadınlar hakkındaki efsaneleri, kalıplaşmış mottoları ve gerçek dışı varsayımları ortadan kaldırmaya yardımcı olmayı ve kadınların yaşamlarını iyileştirmek için potansiyel stratejileri belirlemeyi amaçlıyor.
Kaynak: Huffingtonpost